Bir gramofonun sesiyle birleşen rüzgâr,
ışığın dansı ve huzurun ritmi…
Taş plağın sesi doğanın ruhuna karışıyor.
Doğa her zaman kendi melodisini çalıyor;
biz sadece dinlemeyi unutuyoruz.
Boyut 100×120 cm.
Bazıları olanla yetinir… Bazılarıysa dokunur. Bir fırça alır eline bir renk seçer kalbinden. Çünkü bilir: dünya olduğu gibi kalmak zorunda değildir. Küçük bir dokunuş, her şeyi değiştirebilir. Dünya güzelleşir, biri boyamaya cesaret ettiğinde.
Boyut: 50×70 cm
Taşlar yıpranmış, duvar boyası solmuş… Ama begonviller açmaya devam ediyor. Orada hâlâ bir hayat var. Sabah kahveleri, akşam sohbetleri…
Boyut: 40×60 cm
Manolya çiçeği hem narin hem de dayanıklıdır. Gösterişsiz bir zarafeti, sakin bir gücü vardır. Bu tablo, sessizliğiyle kendini anlatan bir güzelliği yansıtıyor.
Açmak için acele etmez. Kendi zamanını bilir. Ne rüzgârdan korkar ne karanlıktan çekinir. Manolya, yavaşça açılır. Ne göze çarpmaya çalışır ne geri durur. Zarafetiyle özeldir, güzeldir.
Boyut: 70×100 cm