Rüzgarla soyulmuş boyalar, güneşle kavrulmuş duvarlar. Ağaç ise tüm yaşanmışlıkları sarmalamış, koruyor hâlâ. Ağaç ve kapı zamana meydan okurken, birbirine tutunmayı unutmamışlar.
Boyut: 70×100 cm
Her kalabalığın içinde bir tanesi vardır… Başını yaslayacak kadar güvendiğin, sessizliğini anlayan, seni yargılamadan dinleyen. İşte bu resim, o güvenli alanı anlatıyor. Dünyaya karşı değil, dünyayla birlikte… ama birbirine yaslanarak.
Boyut: 60×80 cm
Zaman bu kapıdan geçmiş, iz bırakmış. Ama doğa bırakmamış; sarmış, yeşertmiş. Bu tablo, eskiyle yeninin buluştuğu bir eşikte duruyor. “Eski Kapılar” serisinin bir parçası olarak, geçmişin sessizliğini bugüne taşıyor.
Boyut: 70×100 cm
Üzerinden çok zaman geçmiş, taşlar yıpranmış ama ruhu orada. Belki bir anıya, belki bir hayale buyur ediyor. İçeri gireni çiçekler karşılıyor. Üst kata çıkan bir merdiven: geçmişle geleceğin arasında.
Boyut: 70×100 cm
Bu kareyi Ağva’da yakaladım. Suyun akışı ve doğanın huzuru… Her şey hareket ediyor, ama hiçbiri acele etmiyor. Su ağır ağır ilerliyor, ağaçlar izliyor. Hayat bazen sadece durmak, bakmak ve nefes almakla anlam kazanır. Bu tablo, o sade ve sessiz akışı hatırlatıyor